Corona Günlerinde Transfer Fiyatlandırması: Şirketler Nelere Dikkat Etmeli?
COVID-19 olarak da bilinen Corona virüsü, kişiler kadar şirketlerin de hayatlarını etkiliyor ve bir süre daha etkilemeye devam diye düşünüyorum. Uzmanların tavsiyelerine uyduğumuz sürece kendi hayatlarımızda virüsten korunmak ve salgından minimum düzeyde etkilenmek fazlası ile mümkün.Ancak, Corona günlerinde durum şirketler için tamamen farklı bir seyir izliyor.
Uluslararası ticaretin minimum düzeye inmesinin yarattığı olumsuzluklar bir tarafa finans ve vergi konuları da şirketleri ciddi zorlayacak görünüyor. Bu kapsamda yurtdışı iştirakleri bulunan Türk şirket grupları kadar Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketleri ilgilendiren vergi konularının başında transfer fiyatlandırması geliyor.
Bu dönemde transfer fiyatlandırması konusu, ilişkili şirketleri ile işlemleri olan grupları oldukça yakından ilgilendiriyor. İlk bakışta, Corona virüsü ile transfer fiyatlandırması arasındaki ilişkiyi kurmak bazılarımız için zor görünebilir; ancak durumda hiç de öyle değil. Özellikle Corona sonrası dönemde iştiraklerin karlılıkları başta olmak üzere transfer fiyatlandırması konuları çok daha fazla gündeme gelecek.
Bu bağlamda, şirketler nelere dikkat etmeli ve ne tür çalışmalar yürütmeli şeklindeki soruları yanıtlamakta fayda var diye düşünüyorum.
İştiraklerin Karlılıkları (Zararları)
COVID-19, Dünya Sağlık Örgütü tarafından global salgın olarak ilan edildi ve ekonomik faaliyetler de şu anda neredeyse durma noktasına gelmiş durumda. Bu durumun özellikle uluslararası ticaret yapan tüm şirketleri ve onların yurtdışı iştiraklerini önemli düzeyde etkileyeceği aşikâr. Transfer fiyatlandırması düzenlemelerine ve uygulamalarına bakıldığında ekonomik koşulların fiyatlandırmaları ve dolayısıyla şirketlerin karlılıklarını etkilediği kabul edilmiş durumda.
Bir çok şirket de Corona döneminde normal ekonomik koşullardan çok uzakta faaliyet gösteriyor. Bu da doğal olarak özellikle ilişkili kişi işlemleri yürüten yurtdışı iştiraklerin karlılıklarında ciddi düşüşlere, hatta zarar etmelerine, neden olabilecektir.
Örneğin, girişimci iş modeli (Principal Business Model) kapsamında sözleşmeli üretici (contract manufacturer) veya sınırlı riskli distribütör (Limited Risk Distributor) şeklinde konumlandıran şirketler Corona virüse yönelik hükümetlerce alınan tedbirlerden negatif olarak etkilenebilecek, büyük olasılıkla da bu tür şirketlerin zarar etmeleri kaçınılmaz hale gelebilecektir.
Transfer fiyatlandırması uygulamasında risklerin önemli bir kısmının girişimci şirket tarafından üstlenilmiş olması nedeniyle bu tür şirketlerin zarar etmemeleri beklenir. Ancak, akla gelen ilk soru “Corona döneminde de bu tür şirketlerin emsallere uygun bir karlılık etmeleri mi gerekmektedir?” şeklinde olacaktır.
Mevcut uygulamalarda ilgili yılın karlılıkları genelde önceki yıllardaki emsal karlılık oranları dikkate alınarak hedef bir karlılık belirlenmektedir; bu da veri tabanında cari yıla ilişkin herhangi bir verinin bulunmamasından kaynaklanmaktadır.
Ancak, ekonomik koşulların normal düzeyde olduğu yılların karlılıklarını bu yıl için iştiraklerin karlılıklarını belirlerken dikkate almak Corona virüs salgını nedeniyle çok da doğru olmayabilir. Durum böyle olsa da Corona sonrası dönemde vergi idareleri ile bu konuda ciddi anlaşmazlıkların ortaya çıkması kaçınılmaz görünmektedir.
Bu durumu şimdiden öngörerek Corona öncesi dönemi ve Corona dönemini dikkate alan bir kar/zarar analizi yaparak bunu dokümante etmenin en iyi yaklaşım olacağını düşünüyorum. Peki böyle bir analiz nasıl olmalı ve neleri içermeli? Bunu da takip eden bölümde ele alalım.
Kar/Zarar Analizi (Profit/Loss Analysis) ve Dokümantasyon
Öncelikle, Corona virüsün grubun ve gruba bağlı iştiraklerin ekonomik faaliyetlerini ne yönde etkilediğini tam olarak ortaya koymak yerinde olacaktır. Örneğin FMCG olarak da bilinen hızlı tüketim ürünleri sektörünün Corona döneminde havayolu şirketlerine göre daha az etkileneceğini tahmin ediyorum, keza evde de olsak bu tür ürünleri tüketmeye büyük oranda devam ediyoruz ama bir yerden bir yere istisnai durumlar dışında havayoluyla seyahat edemiyoruz.
Türk şirket gruplarına baktığımızda ise örneğin yurtdışı taahhüt işleri olan grupların Corona salgınından ciddi oranda olumsuz etkileneceğini gözlemliyorum. Bu örnekler de göstermektedir ki, her sektör salgın nedeniyle ortaya çıkan olumsuz ekonomik koşullardan farklı şekillerde etkilenecektir.
İkinci adım olarak ise, grubun transfer fiyatlandırması politikasına bağlı olarak zarar edecek ya da emsallerin altında karlılığa sahip olacak grup şirketlerinin belirlenmesi olabilir. Bu kapsamda, grup olarak mevcut transfer fiyatlandırması politikasının gözden geçirilmesi ve kritik kararların alınmasının yerinde olacağını düşünüyorum.
Buna göre, ya mevcut transfer fiyatlandırması politikasına devam edilerek özellikle sınırlı fonksiyon ve risklere sahip iştiraklerin emsal karlılıkları tutturabilmeleri için transfer fiyatlandırması düzeltmesine (transfer pricing adjustment) başvurulabilir ya da olağan dışı bir yıl olan 2020 için ilgili iştiraklerin karlılıkları olduğu gibi bırakılabilir. Her iki politikanın da kendi içinde farklı sonuçları olacaktır. O nedenle, her bir iştirakin pozisyonu ile ilgili ülkenin vergi idaresinin yaklaşımını da dikkate almakta fayda görüyorum.
Hangi yönde karar alınırsa alınsın, detaylı bir kar/zarar analizi yapılmasını ve bu analizde;
- Corona öncesi dönemde belirlenen transfer fiyatlandırması politikasının ne olduğu,
- politikanın gelişen salgın ile neden sapma gösterdiği ve bu sapmanın grubun tamamına ve iştiraklerine ekonomik etkileri ile
- neden bazı iştiraklerin emsallere uygun bir sonuç elde edemediği
şeklindeki konulara yer verilmesini tavsiye edebilirim.
Ayrıca, söz konusu analizin dokümante edilmesi ve bu dokümantasyonu destekleyici bilgi ve belgelerin de analize eklenmesi yerinde olacaktır. Dolayısıyla, grup bazında ve iştirakler özelinde analiz ve değerlendirmelere çalışmada yer verilmesi önem arz etmektedir. Corona salgınının yarattığı ekonomik etkileri dikkate aldığımızda, birkaç yıl sonra yapılacak transfer fiyatlandırması denetimlerine şimdiden hazırlanmak bir o kadar da önemli hale gelmiştir.
Finansal İşlemler
Corona döneminde iştirakler maaş ödemek ve gerekli masrafları karşılayabilmek için fona ihtiyaç duyabilirler. Salgın döneminde faiz ödemelerinin geçici olarak ertelenmesi ilgili iştirakin mali durumunu güçlendirmek için bir seçenek olabilir. Bununla birlikte, yapılan fonlamaya ilişkin olarak faiz ödemelerinin ertelenmesi veya herhangi bir faizin uygulanmaması transfer fiyatlandırması düzenlemeleri açısından ileride sorun yaratabilir.
Emsallere Uygunluk İlkesi gereği grup şirketleri arasında gerçekleştirilen finansman işlemlerinde faiz tahsil edilmesi beklenmektedir. Bu durum özellikle borç veren tarafın bulunduğu ülkede gözlenebilecektir. Bu tür sorunlardan kesin olarak kaçınmanın yolu ise borçlanma yerine ilgili iştirakin sermaye artırması yoluyla gerçekleştirilebilir ancak böyle bir dönemde mümkün olmayabilir.
Bunların yanında, yürürlükte bulunan örtülü sermaye ve finansman giderine ilişkin indirim sınırlamaları da yine bu tür borçlanma işlemleri açısından dikkate alınması gereken konuların başında gelmektedir.
Transfer fiyatlandırması konusu bir yana salgın döneminde doğal olarak en önemli konu grubun nakit yönetimidir. Bunun için de grup içi finansman işlemlerinin transfer fiyatlandırması kurallarını da dikkate alarak yeniden yapılandırılması yerinde olabilir.
Bu kapsamda, nakit havuzu (cash pooling) uygulaması çok grup şirketlerinin düşünebileceği çözümlerden birisi olabilir. Nakit havuzu uygulamasına gidilmesi veya mevcutta nakit havuzu uygulanıyor ise tarafların Corona öncesi dönemdeki katkılarının Corona döneminde nakit havuzundan yararlanırken dikkate alınması da doğru olacaktır.
Operasyonel Transfer Fiyatlandırması (Operational Transfer Pricing)
Operasyonel transfer fiyatlandırması, grup şirketleri arası işlemleri tanımlayan, emsallere uygun fiyatlandıracak şekilde transfer fiyatlandırma analizi yapan ve son olarak bunları dokümante etmeyi içeren bir dizi adımdan oluşan entegre bir süreci ifade etmektedir. Operasyonel transfer fiyatlandırması, aynı zamanda tüm transfer fiyatlandırması sürecinin takibi ve ilgili şirketlerin mali sonuçlarının sürekli olarak izlenmesi, değerlendirilmesi ve analizini de içermektedir.
Çok uluslu şirketler için finansal sonuçları, vergileri ve daha da önemlisi itibar riskini doğru bir şekilde yönetmek için iyi yapılandırılmış ve yürütülmekte olan bir operasyonel transfer fiyatlandırması her zaman önemlidir. Özelikle belirli bir transfer fiyatlandırması politikası belirleyen ve bunu uygulayan gruplar için Corona döneminde operasyonel transfer fiyatlandırmasının daha da önemli hale geldiğini düşünmekteyim.
Önceki bölümde de tartıştığımız gibi, yurtdışı iştiraklerin karlılık durumlarını yakından takip etmek böyle bir dönemde daha da kritik hale gelmiştir. Aksi taktirde, Corona sonrası dönemde transfer fiyatlandırması kaynaklı eleştiriler ile karşılaşmak fazlası ile olasıdır.
Bu tür eleştirilerin önlemesi, transfer fiyatlandırması süreçlerinin otomatize edilmesi ile mümkün olabilir. Ayrıca belirtmek gerekirse, teknolojik çözümlerin desteği olmadan operasyonel transfer fiyatlandırmasında başarılı olmak oldukça güçtür. O nedenle, teknoloji ile desteklenen operasyonel transfer fiyatlandırması uygulamasının manuel süreçlere göre daha başarılı olacağı görüşüne sahibim.
Örneğin, şirketin ERP sisteminde (SAP vb.) yer alan verileri transfer fiyatlandırması politikasını uygulayabilmek için teknoloji ile birleştirmek akılcı bir çözüm olacaktır. Buna göre, ERP sistemi ile entegre edilen operasyonel transfer fiyatlandırması transfer fiyatlarını, bir yer de iştiraklerin karlılıklarını, doğru bir şekilde analiz edebilecek ve yöneticilerin operasyona zamanında ve yerinde müdahalesini mümkün kılacaktır.
Transfer Fiyatlandırması Teknoloji Çözümü: Tinvento Transfer Pricing Manager
Hala gelişme aşamasında olsalar da teknoloji odaklı vergi çözümleri günümüzde gittikçe artış göstermekte ve talep edilmektedir. Corona dönemi de vergi konularında teknoloji çözümlerine ne kadar da çok ihtiyaç duyduğumuzu bir kez daha bize göstermektedir. Bir önceki bölümde üzerinde durduğumuz gibi, operasyonel transfer fiyatlandırması uygulama açısından kritik bir öneme sahiptir.
Aksi taktirde, bir çok durumda gözlemlediğimiz üzere grubun transfer fiyatlandırması politikasını fiili olarak uygulaması ve daha da önemlisi finansal açıdan emsallere uygun sonuçlara ulaşması pek mümkün görünmemektedir. O nedenle, transfer fiyatlandırması odaklı teknoloji çözümleri geliştirmek ve bunlardan faydalanmak en iyi çözüm olarak karşımızda durmaktadır.
Yazımızın bu son bölümünde geliştirilmesine önemli düzeyde katkıda bulunduğum Tinvento adlı yazılımdan bahsetmek istiyorum. Tinvento, vergi yönetim platformu olarak transfer fiyatlandırması konusunda da şirketlerin yaşayabileceği sorunları en düşük seviyeye çekmek için tasarlandı ve geliştirildi.
Tinvento, özellikle mali işler ve vergiden sorumlu yöneticilerin hayatlarını kolaylaştırıyor. Yazılım, diğer vergi konuları yanında operasyonel transfer fiyatlandırması konusunda da gelişmiş çözümler sunuyor. Tinvento Transfer Pricing Manager, çok uluslu grubunuzdaki ilişkili kişi işlemlerinizi analiz etmeniz ve söz konusu işlemlerden elde edilen gerçek karlılıkların emsal çalışması ile belirlenen hedef karlılıkları karşılaştırabilmeniz için özel olarak tasarlanmıştır.
Modül dahilinde, tüm ilişkili şirketler arasında gerçekleştirilen işlemleri listeleyebilir, test edilen tarafın işlevini tanımlayabilir, transfer fiyatlandırması yöntemi ve ilişkili taraf işlemi için kar düzeyi göstergesi seçerek analizde bulunabilirsiniz. Böylece, operasyonel transfer fiyatlandırması açısından kontrolü her zaman elinizde bulundurma imkanına sahip olabilirsiniz.
Corona kaynaklı ve şirketinize özgü transfer fiyatlandırması konularınızı tartışmak için lütfen bize ulaşın.
Ramazan Biçer
Tinvento, Kurucu Ortak
E-mail: ramazan.bicer@tinvento.com